Çocuğunuzu Yıkıcı Yetiştirmek Elinizde!
Çoğu aileler bu gerçeği göz ardı eder ve çocuklarına ilk yaşlarda çok duyarlı davranmaları gerekirken, nesnellik muamelesini sürdürmüş olurlar. Ya potansiyelini var saymadan çok korumacı, ya da kişiliklerini görmezlikten gelerek aşırı baskıcı bir tutum sergilerler. Ailelerin bu tutumu, kendilerinin de farkına varamadıkları, gizli bir şekilde genç kuşağın yıkımını hazırlamış olur. Çocuklara yapılan pedagojik olmayan karışmalar, ileriki yaşlarda gerek aileler ve gerekse toplum için de çok pahalıya mal olur. Nitekim Erich Fromm da bu gerçeği kesin bir şekilde dile getirerek eğitimden sorumlu olanları daha duyarlı olmağa çağırır: "Tüm veriler bize, gerek çocukların ve gerekse yetişkinlerin gelişim süreçlerine dıştan yapılan karışmalar ve baskıların, ruhsal ve zihinsel bir çok sorunun, özellikle de yıkıcılık eğiliminin, en önemli nedenleri olduğunu göstermektedir."
Görülüyor ki, gerek aileler ve gerekse genç kuşakların eğitimleri üzerinde doğrudan rol oynayan kurumlar, bireyin ve toplumun özgürleşmesinde oldukça etkindir. Her hangi bir engele uğramadan bütün yeteneklerin gelişimi olarak ortaya çıkan özgür eğitim, çocuğun doğumundan, hatta doğmadan önceki dönemden başlayarak ölüme kadar devam eden bir süreçtir. Bu süreç yalnız bireyi değil, toplumun tüm kesimlerini içine alarak devam etmelidir. Ama çocuk bu sürecin en önemli unsurudur.
Sonuç: Çocuğunuza Katma Değeriniz Nedir ki...
Çocuğun özgür olarak yetişmiş olması doğuştan getirdiği bir çok değerlerin sonucudur. Çocuk her şeyden önce buna layıktır ve yetişkinde olması gerekenin çoğuna sahip bir kişilik sahibidir. Çocuğun kişiliği, değerleri ve buna bağlı olarak gereksinim duyduğu şeyler görmezlikten gelinemez. Çocuğun bu psikolajik gereksinimleri, özellikle aileler tarafından göz ardı edilmemelidir. Şunu unutmamak gerekir ki, çocuk her şeyden önce geleceğimizdir.
Alıntı:Melike ŞENNUR / Yeni Eğitim Dergisi |